Karbon ayak izi, Kyoto Protokolü tarafından belirlenmiş üretim, hizmet, işleme gibi faaliyetler sonucu oluşan sera gazlarının etkilerinin karbondioksit (CO2) cinsinden eşdeğerlerinin hesaplanması çalışmasıdır. Karbon ayak izi azaltma işleminden önce karbon ayak izi hesaplaması yapılmalıdır. Karbon ayak izinin nasıl ve ne kadar azaltılacağı tam olarak bilinmemektedir. Hesaplama ardından emisyon kaynakları incelenerek alternatif çözümler ile karbon ayak izinin azaltılması mümkündür. Bu alanda oluşacak bilinç, düşük salınımlı teknolojilerin geliştirilmesi ve daha temiz bir dünya için önem taşımaktadır.
ISO 14064 Standardı ve Karbon Ayak İzi
ISO 14064 standardı sera gazı emisyonlarının ve uzaklaştırmalarının kuruluş seviyesinde hesaplanmasına ve raporlanmasına dair ilkeleri ve gerekleri kapsar. Bu standart ayrıca, bir kuruluşun sera gazı envanterinin tasarımı, geliştirilmesi, yönetimi, raporlanması ve doğrulanması için gerekli şartları da kapsar. ISO 14064 serisi standartlar, tarafsız bir sera gazı programıdır. Bir sera gazı programı uygulandığında, bu sera gazı programının gerekleri ISO 14064 serisi standartlardaki şartların devamı mahiyetindedir.
Karbon Ayak İzi Neden Hesaplanır?
Emisyon kaynaklarının tespiti ve emisyonların azaltılması
Risk Yönetimi
Çevresel Riskler
Finansal Riskler
Mevzuat Riskleri
Sürdürülebilir ürün ve hizmetler
İtibar ve marka yönetimi
Maliyetlerin düşürülmesi
Pazarda farklılaşma
Uzun vadeli faydalar
Kyoto Protokolünden Paris Anlaşmasına Süreç
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olacağını açıklamasının ardından anlaşma, 6 Ekim'de TBMM'de onaylandı.
Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin karar 7 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanırken, Türkiye'nin Paris Anlaşması'na ilişkin onayı 11 Ekim'de BM Sekretaryası'na bildirildi.
Böylece, onayın sekretaryaya bildirilmesinden sonraki 30'uncu gün olan 10 Kasım itibarıyla anlaşma Türkiye'de yürürlüğe girecek ve Türkiye anlaşmaya taraf olan 192'inci ülke olacak.
Yasal bağlayıcılığı olan anlaşma kapsamında daha önce emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 21 artıştan azaltma taahhüdünü veren Türkiye'nin, ilk adım olarak, enerji, atık, ulaşım, binalar ve tarım sektörlerindeki emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlanını güncelleyecektir.
Küresel emisyonların 2030'a kadar en az yüzde 50 azaltılmasının hedeflendiği Paris Anlaşması ile 2050'de net sıfır emisyon ekonomiye ulaşılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, ülkelerin emisyonları azaltmak için atacakları adımlara yönelik ulusal katkı beyanlarını 5 yılda bir güncellemesi bekleniyor. Paris Anlaşması'nın kabulünün 5. yılında ise ülkelerin bir kısmının güncellediği ulusal katkı beyanlarına göre, emisyonların 2030'a kadar yaklaşık yüzde 13 artacağı hesaplanıyor. Bu kapsamda, iklim değişikliğiyle mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için anlaşma kapsamındaki taahhütlerin acilen eyleme dönüşmesine ihtiyaç duyuluyor.
Dünya'yı en çok hangi ülkeler kirletiyor?
Dünyada endüstri devriminden bu yana, çoğunlukla insan kaynaklı faaliyetlerden ötürü, atmosfere en az 2 bin 500 milyar ton karbondioksit salımı oldu. Bunun 500 milyar tondan fazlası ABD'ye ait. Sera gazı emisyonları içinde en büyük paya sahip karbondioksit salımı, daha çok fosil yakıtlar vasıtasıyla atmosfere yayılıyor. Karbondioksit salımını sınırlandırma çalışmaları, dünya gündeminin en önemli sorunları arasında yer alıyor. Küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılabilmesi için ülkelerin emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmeleri gerekiyor. İklim değişikliği üzerine araştırmalar yürüten Carbon Brief sitesine göre Amerika Birleşik Devletleri 1850 yılından bu yana atmosfere 509 milyar ton karbondioksit salımı yaptı. Bu küresel karbondioksit oranının yüzde 20'sine denk geliyor. ABD'den sonra Çin yüzde 11 ile dünyayı en fazla kirleten ikinci ülke. Bunun yüzde 7 ile Rusya, yüzde 5 ile Brezilya, yüzde 4 ile Endonezya izliyor.
Net Sıfır Hedefi
İklim krizine dair yapılan tüm araştırmaların sonucuna göre, en yıkıcı etkilerinden kaçınabilmek için öncelikli olarak yapmamız gereken önemli faaliyetlerden birisi 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltmak, 2050 yılına kadar da tamamen sıfırlamaktır. Bu sonucunda karşımıza şu tanım çıkmaktadır: Net sıfır emisyon. İnsan kaynaklı faaliyetler nedeniyle atmosfere salınan ve sera etkisine neden olan karbondioksit, metan, azot oksit gibi gazların miktarını yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla eşitlemek anlamına geliyor. Bir başka ifadeyle net sıfır, atmosfere yeni emisyonlar eklememek demektir. Yani salım devam edecek ancak bu, atmosferden eşdeğer miktarda gaz emilerek dengelenecektir.
Net Sıfır Hedefinin Önemi
Net sıfır hedefi önemlidir çünkü en azından karbondioksit salımı için bu, küresel ısınmanın kontrol edilebildiği bir durum olacaktır. İklim değişikliğine neden olan emisyonlar mevcut düzeyde tutulmaya devam edilirse önümüzdeki yıllarda sıcaklıkların 1,5°C’nin çok üzerine çıkacağı öngörülmektedir. Bu da dünyanın dört bir yanında tüm canlı yaşamını ve doğal kaynaklarını tehdit edecektir.
Net Sıfır Hedefine Ulaşmak için Neler Yapılabilir?
Fosil yakıtların kullanımını mümkün olduğunca sıfıra indirgemek. Bunların yerine rüzgâr, güneş, su gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek.
Enerji, tarım, ulaşım, sanayi gibi sektörlerde enerji tasarrufuna ve yeşil enerjiye yatırım yapmak.
Ormansızlaşmayı durdurmak, ormanları ve bitki örtüsünü restore etmek.
Karbon yakalama teknolojilerine yatırım yapmak.
Tek bir birey bile yaşam tarzında küçük değişiklikler yaparak kendi net sıfır hedefine odaklanabilir: Daha sebze ağırlıklı beslenme düzenini tercih etmek, yakın noktalara giderken araç kullanmak yerine yürümek veya bisiklete binmek, gıda israfını azaltmak, enerji tasarrufu yapmak, plastik gibi ürünler yerine daha doğal ürünlere yönelmek vb.
Daha yaşanabilir bir dünya için net sıfır hedefine ulaşmaya ihtiyacımız var. Bu da bireylerin, sivil toplumun, özel sektörün, devletlerin bu amaç için bir arada çalışmasını gerektiriyor.
Karbon Ayak İzi Konusunda İş Dünyasında Nasıl Gelişmeler Yaşandı?
Potansiyel etkilerin maliyetleri hesaplanmaya başlandı.
İklim değişikliğine uyum ve azaltım faaliyetleri bilançolara girdi.
Firmalar iklim değişikliği ile uğraşan birimler oluşturdular.
Finansal kuruluşlar tarafından emisyon kontrolü, enerji verimliliği, dengeleme, yenilenebilir enerji yatırımları için daha fazla kredi ve hibe imkanı yaratıldı.
Sürdürülebilirlik Endeksi gibi araçlarla firmaların çevresel performansı finansal performansı ile ilgili bir gösterge haline geldi.
Karbon Ayak İzi ve Sürdürülebilirlik
Dünya çapında tüketiciler giderek daha çevre bilincine ve karbon salınımının kontrolüne büyük önemde dikkat etmektedir. Müşteriler, değişen pazar beklentilerine ayak uydurabilmek için, ürünlerinin insan sağlığını veya doğal ekosistemleri olumsuz etkilemediğinden emin olmak için uzmanların analizlerine, karbon ayak izinin doğrulanması konusunda tavsiyeye ve bağımsız değerlendirmeye ihtiyaç duyar. TÜV AUSTRIA, “Yüksek Kalite Çözümler Sunmak” anlayışıyla, alanında uzmanlaşmış yönetim kadrosu ve personeli ile Türkiye’nin önde gelen belgelendirme kuruluşlarından biridir. Karbon Ayak İzi hizmetinin kısa sürede büyük öneme sahip olacağına inanan TÜV AUSTRIA, daha temiz, daha yaşanabilir bir dünya için Türkiye’deki müşterileri için karbon emisyonlarını azaltılması konusunda çabalarına hız kesmeden devam ediyor.
TÜV AUSTRIA' nın birçok alanda yetkinliğe ve deneyimlere sahip olması ile birlikte dünya çapında ISO 14064-1 Sera Gazı Doğrulanması ve Kuruluş Seviyesinde Hesaplanması konusunda TÜV AUSTRIA akredite edilmiş tek belgelendirme kuruluşudur.
ISO 14064-1 Sera Gazı Doğrulanmasının Avantajları
Periyodik Denetim
İşletmenizin periyodik olarak denetlendiğini bilmek konuklar için güven ve çalışanlar için süreklilik bilincini arttıracaktır.
Rekabet Avantajı
Düşük karbonlu ürünlerle rekabetçi pozisyonunuz güçlenir.
İşletmenizin İmajının Artması
Ürünlerin çevresel performansını paydaşlarınızla paylaşmak şirket imajınızı güçlendirir.
“TÜV” Markasının Önemi
Belgenizi TÜV AUSTRIA’ dan almanız işletmenize çok büyük bir prestij katacaktır.
Neden TÜV AUSTRIA TURK ile Çalışmalısınız?
TÜV AUSTRIA Grubu'nun bir üyesi olarak TÜV AUSTRIA TURK, uluslararası birçok alanda yetkisi bulunan TÜV AUSTRIA' nın Türkiye operasyonlarını yetkili, emniyetli ve güvenilir bir halde yerine getirmektedir. Avusturya’ dan başlayarak hızla büyüyen TÜV AUSTRIA, müşteri memnuniyeti, girişimcilik ve uzmanlığı hedeflemiştir.